Merhaba, bugün size bir paranormal hikâye anlatacağım. Ben bir Bulgaristan Türküyüm ve bu hikâye, benim yaşamadığım ama yıllar önce ölen bir büyüğümün yaşadığı bir olayı anlatıyor. Şimdi o anlatıyormuş gibi yazacağım.
Saat gece 3-4 civarıydı. Cumayanı (Fotinvo)’ndan dönüyordum. Cumayanı ile köyüm Ayvacık (Dyulitsa) arası biraz uzun mesafededir. Yol akşamları ıssız olurdu; kurtlar ve domuzlar yola inerdi. Ama o akşam hiç kurt uluması veya domuz sesi duymamıştım. Sessizlik çok baskındı. Köye doğru koşar adımlarla yürüyordum.
Bir anda arkadan bir taş geldi. Arkama döndüm, sürü halinde şerli varlıklar beni kovalıyordu. Ne yapsam kaçamıyordum. İyice hızlanmaya başladım; onlar da hızlanmaya başladı. Aynı zamanda beni arkadan taşlıyorlardı. Taşlar, normalden daha fazla acıtıyordu. Saatlerce beni kovaladılar.
En sonunda sabah ezanı okundu. Ben de köyüme çok yakın olan Çingene köyüne girdim koşarak. Sağ olsunlar, beni evlerinde ağırladılar. O akşam korkudan orada kaldım. Sabah kalktığımda yüzüm acayip bir şekilde şişmişti. Yüzümün her tarafı uçuklamıştı. Sonra köyüme gittim. Bir daha da böyle bir olay yaşamadım, ama hala korkuyorum.

1 Yorumlar
hikaye içeriği ve konusu gayet güzel fakat çok kısa
YanıtlaSil