O andan itibaren zaman farklı akmaya başladı. Zeynep ve Umut, sesler duymaya, sıraların kendi kendine hareket ettiğine tanık olmaya başladılar. Bahar’ın çantasını buldular, ama kendisi yoktu.
Bir köşede duran eski, çiziklerle dolu bir defteri buldular. İçinde 1974 tarihli notlar, çizimler ve öğrencilerin kendi aralarında yaptığı "ruhsal geçiş" deneyleri anlatılıyordu. 5-C sınıfının öğrencileri, astral seyahat denemeleri yaparken bir "geçit" açmış, içlerinden biri, Selim, dönmemişti. Ardından sınıfın tamamı yangında ölmüş, olay örtbas edilmişti.
Zeynep defteri okudukça fark etti: Ruhlar hâlâ o sınıftaydı ve biri "onların yerini almak zorundaydı".
Bir süre sonra Bahar göründü. Ama sessizdi, gözleri boştu. Onun ruhu değil, bedeni oradaydı.
Umut, tahtaya yaklaştığında elleri titredi. “Biri bana bakıyor…” dedi. Sonra bir anda yere düştü. Nabzı vardı, ama bilinci yoktu. Zeynep çığlık attı.
O an Zeynep’in zihnine bir ses doldu:
“Sen gözlerini açtın. Artık bizimlesin.”
0 Yorumlar