Yıl 2025. Elazığ’da, şehrin en eski eğitim kurumu olan Harput Lisesi 100. yılını kutlamaya hazırlanıyordu. Okulun kuzey kanadı, uzun zamandır kullanılmayan bir bölümden oluşuyordu. Efsaneler, orada zamanında çıkan bir yangında öğrencilerin öldüğünü, sonrasında o bölümün mühürlendiğini anlatıyordu.
Zeynep, okulun en başarılı öğrencilerinden biriydi. Fotoğrafçılıkla ilgileniyor, okulun yıl sonu sergisine özel bir proje hazırlıyordu. Projesi için terk edilmiş kuzey kanadını keşfetmeye karar verdi.
Bir cuma günü öğleden sonra, arkadaşları Umut ve Bahar ile birlikte arka merdivenlerden gizlice içeri girdiler. İçeride yoğun toz, yıkık sıralar, eski laboratuvar malzemeleri ve kararmış tahtalar vardı. Ancak en dikkat çekeni, koridor sonunda bulunan ve üzerinde “5-C” yazılı, kapısı zincirlenmiş sınıftı.
Umut, kapının üzerindeki zinciri kırmak için yanındaki penseyi kullandı. Kapı açıldığında içerideki hava dışarıya boşaldı. Kesif bir küf, yanık ve tuz kokusu karışımı odayı doldurdu. İçeride, zamanın durmuş gibi olduğu eski bir sınıf vardı. Sıralarda kitaplar, defterler, hatta bir kurumuş gül bile duruyordu. Tahtada ise şu yazı vardı:
“DERS HİÇ BİTMEDİ”
Zeynep fotoğraf makinesini çıkardı. İlk kareyi çektiğinde deklanşör kilitlendi. Makine bozulmuştu. Arkasını döndüğünde Bahar yoktu. Umut’la birlikte onu aramak için sınıfın içine tekrar girdiler, ama Bahar’ı bulamadılar.
Tam çıkacaklarken, sınıfın kapısı kendiliğinden kapandı. Dışarıdan gelen bir ses yoktu. Pencereler zaten çiviliydi. Işıklar bir anda gitti.
Sınıfın içindeki tahtada yazılar değişmeye başladı:
“KİM GİRDİYSE, DERSİ TAMAMLAMALI.”
0 Yorumlar